22 Nisan 2014 Salı

MERKÜR BOĞA BURCUNDA

 

Işıl Korur @astro3gen
23 Nisan 2014 günü Merkür Boğa burcuna giriyor. Düşüncelerimiz adeta frene basılmış gibi birden bire hız kesiyor. Zihnimizi konsantrasyon gerektiren konulara yöneltiyoruz.
Teorik konuları pratiğe dökebileceğimiz, temel kavramları ve somut konuları öğrenmek için çok uygun bir döneme giriyoruz.
Daha sakin ortamlara çekilmek ve gözden geçirilmesi gereken konuların üzerinden ısrarla geçmek için yoğun konsantrasyona ihtiyaç duyuyoruz.
İletişimimizde güven duygusu çok önemli hale geleceği için,  duyduğumuz her şeye inanmayan, kanıtlanabilen, inandırıcılığı yüksek konuları, gerçekleri konuşma ya da dinleme eğilimindeyiz. Soyut fikirler, sabun köpüğü düşünceler ve konular için uygun bir zaman değil.
 Konuşmalarımız sakinleşiyor, aklımıza geleni söylemek yerine, düşünüp daha sonra söylemeyi tercih ediyoruz. Ölçülü ve ağır ağır konuşuyoruz. Bir düşünüp,bir söylüyoruz.
Merkür Boğa yeni projelere başlamak için yavaş hareket etmemize yol açsa bile,  bize sonuna kadar gidecek kararlılığı da verir. Özellikle finansal projeler, yatırım projeleri konularında başarılı girişimlerde bulunabiliriz.
Bütçe oluşturma, ödeme dengelerini ayarlama gibi konularda zihnimizin oldukça konsantre olacağı zamanlar.
Ancak düşüncelerimizde ve kararlarımızda esnek olamayacağımız  ve karar vermemiz de biraz  zaman alacağı için   bazı fırsatları ve kazançlı projeleri kaçırabiliriz. Bu konularda   tedbirli olmamızda ekstra yarar var.Görüşlerimizde ısrarcı ve  sabit fikirli olabiliriz. Karşımızda ki hayır diyorsa ısrar etmenin pek fazla anlamı olmayacağını unutmayalım. İkna için de yoğun çabalar sarf etmek durumunda kalabiliriz.
7 Mayıs’a kadar sürecek bu dönemi olası etkileri göz önüne alarak, planlamakta yarar var.

Son olarak bu tarihler arasında öğrendiğiniz her şeyin hafızanıza kazınmış olacağının ve unutulmayacağının da altını çizmiş olalım...


 

 

21 Nisan 2014 Pazartesi

AŞK-I BAHAR

AŞK-I BAHAR
Ajda Türker @astro3gen
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 



Ben her bahar aşık olurum demiş şair,
İlkbahar, sonbahar fark etmez.
 Ben başlangıçlara aşık olurum,
 İlk adımı atan.
 Döngüyü başlatan, öncü, sabırsız...
 Bazen huzursuz ve değişken,
 Anı yaşayan ,  sonunu düşünmeden.
 Ben bu ruha aşık olurum zamansız.
 Her an kaçmaya hazır
 Yeni başlangıçlara,
 Yeni aşklara.
 Sonları hiç düşünmeyen,
 Sonunu hiç getirmeyen... 
 


GRAND CROSS ( 22 Nisan -23 Nisan )


GRAND  CROSS ( 22 Nisan -23 Nisan)
Ajda Türker  @Astro3gen

Haftalardır konuşulan büyük kare (grand  cross) açı kalıbını öncü burçlardaki  (  Oğlak, Koç, Yengeç, Terazi,  ) Uranüs, Pluton , Mars, ve Jüpiter ‘in açısı kesinleşti. Herkesi bir gerginlik sardı ki sormayın. Acaba bana etkisi ne olacak? Hayatımda hangi alanlarda zorlanacağım? gibi sorular,  düşünceler , kafaları iyice bulandırdı.
Gökyüzü gerçekten de çok gergin bir durumda. Son günlerde medyada ki haberlere baktığımızda  bu gergin  enerjinin   insanların ve doğa olaylarının üzerinde etkisinin  oldukça kuvvetli olduğunu görüyoruz…Hal böyle olunca  atacağımız adımlarda , vereceğimiz kararlarda ve  sosyal çevremizle olan iletişimimizde  problem yaşama  korkusu sardı  her birimizi…
 Peki bu durumdan  nasıl yara almadan , zarar   görmeden sıyrılabiliriz. İşte tam da burada  hepimizin farkındalık düzeyi  devreye giriyor. Eminim ki bir çoğumuz  kişisel gelişim  ve farkındalık üzerine birçok     makale yada  kitap okumuşuzdur. Y ada bu konularda  az çok fikir sahibiyizdir. Şimdi sıra geldi bizim bu farkındalığı nasıl anladığımıza..
 Evet gökyüzünde çok gergin bir açı kalıbı mevcut  ,birde üstüne malefik (kötülcül) gezegenlerin Retro hareketi gündemde…
  Her birimiz adeta  düdüklü tencere gibiyiz, kazayla biri kapağı açmaya kalkarsa   vay haline…..
Bu yüksek ve oldukça yoğun enerjiyi doğru kullanıp lehimize çevirebilirsek , yaşantımızda büyük dönüşümler yaşayabiliriz. İçimizde ortaya çıkmayı bekleyen potansiyel enerjileri hayata geçirebiliriz.
Yapmamız gereken farkındalığımızı artırarak, bilinç düzeyimizi yükseltip, içimizdeki bu  yoğun enerjiyi   pozitif hale dönüştürmeye çalışabilir ve   bu dönüşümlerin bizlere getirdiği    bambaşka bir bakış açısıyla  hayatımıza farklı  anlamlar, tatlar katabiliriz.
 Güneşin batışıyla kararan gökyüzünde Ay bizi nasıl aydınlatıyorsa , karanlık  olarak gördüğümüz her olayın içinde bir aydınlık , bir umut vardır..
Sadece  dinginlikle bakmasını  bilelim , kilitli sandığımız her kapının  anahtarı bu olsun…
 Farkındalıkla  kalın. 

19 Nisan 2014 Cumartesi

PLUTON


Ajda Türker @astro3gen
 
Klasik  Astrolojide kullanılmayan ,modern astrolojinin de yakıp yıkan, sarsan, dönüştüren  ve ölümle bağdaştırılan gezegeni  Pluton  1930'lu yıllarda keşfedilmiştir. Bu gezegenin keşfinden sonra 2. dünya savaşı başlamış ve o zamana dek hiç kullanılmamış güçte olan atom bombası kullanılmış ve toplu ölümlere, felaketlere sebep olmuştur. Böylelikle  insanlık Plüton’un yıkıcı ,  yok edici ve dönüştürücü gücüyle tanışmıştır.
Modern astrolojide Mars’ın yanı sıra Pluton da akrep burcunun yönetici gezegeni olarak temsil etmektedir Akrep ve Pluton bize ölümü ve dönüşümü anlatır.
Yunan mitolojisinde oniki Olymposlunun  üçüncüsü , Zeus'un erkek  kardeşi  , ölülerin , yeraltının ve yeraltı zenginliklerinin  tanrısı Hades'tir Pluton.  Ölüler aleminin kralı, yeraltının yöneticisi ve yeraltı zenginliklerinin de sahibidir.
Tarot kartlarında da büyük arkana’nın 14. kartı olan Ölüm Kartında da başında siyah miğferi  bulunan  Siyah elbiseler giymiş Hades’i ,beyaz bir atın üzerinde görürüz. Canlarını almaması için, kendisine hediyeler sunanlara, hediyeleri almak için elini uzattığını ve arka planda da henüz doğmakta olan güneş figürünün resmedildiğini  fark ederiz. Hades, ölüm tanrısı, bir yaşam döngüsü içinde kalıcı ve nihai sonu simgelemektedir. Onun karanlık kıyafeti bizim yeni döngüyü kucaklamamızdan önceki yas ve üzüntü deneyimimizi , arkada doğmakta olan Güneş te acılı, sancılı yeniden doğum  ve dönüşüm sonrası yepyeni taptaze başlangıçları sembolize etmektedir. Kart ölümün ve yaşamın bir döngü olduğunu müjdeler adeta…
Astrolojide ,  Satürn’e kadar olan gezegenler bizim kişisel gezegenlerimizdir. Hayatımızda olayların daha çabuk gelişmesini sağlayan gezegenlerdir. Hayatımızdaki etkileri hızlı olur . Satürn ötesi dediğimiz   Jüpiter, Neptün, Uranüs ve Plüton ağır hareket ettikleri için daha çok kitleleri ve jenerasyonları etkiler. Pluton da jenerasyon ve aynı zamanda malefik ( kötücül) bir gezegen olarak etkisini ağır ağır, gizli gizli ve derinlere inerek gösterir.

11 Nisan 2014 Cuma

12 NİSAN BALIK BURCUNDA VENÜS NEPTÜN KAVUŞUMU















Ajda Türker @astro3gen 


Aşk  tanrıçası APHRODITE (Venüs ) düşer yollara ,
Balık burcunun evrensel sevgisi ve aşkıyla bütünleşerek ,
İçinde barındırdığı bu duyguyu, paylaşarak, büyütmek istercesine..

Denizlerin tanrısı POSEDION ( Neptün) balık burcunun hayalleriyle birleşmiş ,
Dolaşır  durur, engin denizlerin ortasında  kaybolmuşcasına...
 Günler , aylar geçer ve bahar gelir yeryüzüne ,
 Tüm canlılar ve doğa uyanır, canlanır coşkuyla..
 Kalplerde kıpırdanışlar başlar,
 Duygular da uyanmıştır baharla birlikte.
 Gün gelir , APHRODITE  karşısına  çıkar  POSEDION 'un
 Kavuşurlar  birbirlerine  ,özlemle ve aşkla...
 Büyütürler  sevgiyi ve aşkı  koşulsuzlukla ve sonsuzlukla birleştirip ,
 Yayarlar tüm  evrene ve tüm canlılara  sınırsızca..
 Yaşanan bütün  umutsuzluğa , acıya ve sevgisizliğe ,
 Son vermek istercesine ...



 12 Nisan gecesi  Venüs  ve  Neptün  Balık  burcunda tam kavuşumda .
Gökyüzü bu zor günlerde   kıyak geçip bu güzel kavuşumu  bize  hediye ediyor ...
Umutsuzlukların umuda dönüşmesi ve kalplerimizin sevgiyle dolması dileğiyle ..

10 Nisan 2014 Perşembe

SAVAŞ TANRISI MARS (ARES)


 
 
Ayşegül Akşit @astro3gen
Yunan mitolojisinde Zeus ile Hera’nın oğlu Savaş tanrısı  Ares  oldukça acımasız , kan döken bir Tanrı olarak anlatılmıştır. Tanrıların sevmediği , insanların ise korktuğu bu Tanrı aslında babası Zeus’un bile hoşlanmadığı bir varlıktı. En büyük rakibi kardeşi Athena idi.
Savaş Tanrısı Mars , Venüsün ‘’gayrimeşru’’ ilişkisidir.
Ünlü İtalyan Ressam Botticelli Venüs ve Mars’ın ilişkisini bu eseri ile çok güzel vurgulamıştır.
Romalılar için Mars ;hiç yenilmeyen , soylu görünüşü olan bir Savaş Tanrısıydı. Romalılar onu sever ve saygı gösterirlerdi.
İlk astrologlar gökyüzüne baktıkları zaman kolayca görülebilen bu kızıl gezegenin ; tutkunun ve aksiyonun rengi olan ateş kırmızısını ,Savaşkan ,dinamik, tutkulu Savaş Tanrısı Mars ile özdeşleştirmişlerdir.
Mars Astrolojide canlılık ve performansımız , dayanıklılığımız , rekabetimiz , hareketliliğimizdir. Bizim savaşma ve savunma güdümüz olduğu kadar tekrar toparlanma ve direnme arzumuzu da açıklar.  Aynı zamanda içsel çatışmalarımızla da başa çıkma yeteneği verir. Haritamızdaki Mars’ın durumu bulunduğu burçla birlikte öfkemizi ve tutkumuzu ifade etme yolumuzu gösterir.
Cinsel gücümüz de Mars ile ilgilidir.  Venüs cezbeden , Mars ise harekete geçendir.
Haritamızda olumlu yerleşimde bize dayanıklılık , cesaret , kas gücü , özgüven verir. Amacımıza ulaşabilmek için gerekli özellikleri ortaya koyar ve tuttuğunu koparır.
Haritamızda olumsuz yerleşimde ise sabırsız , dayanıksız , zalimlik  ve yıkıcılık verebilir.  Savaşçı özelliği ve öfkesi kontrol edilemezse gereksiz risklerle  yakan yıkan bir hal alabilir. Eskiler Mars’a ‘’küçük kötülük ‘’ adını vermişlerdir.Klasik Astroloji'de Koç ve Akrep burcunun yönetici gezegenidir.


 

8 Nisan 2014 Salı

MERKÜR KOÇ BURCUNDA

 












Ajda Türker @astro3gen
 
Bakmayın siz onun savaşçı ruhuna, gözü kara ataklarına ,

henüz büyümemiş iyi niyetli , saf  bir çocuktur o.

Zodyak’ın  ilk burcu, bir çiçeğin tomurcuğu,

bir bebeğin ilk adımıdır…

Kurgusuz, sorgusuzdur,

spontane davranır.

Ben’ dir , ego’dur …Kimi zaman her şeyi bilen.

Meraklı ve hareketli yaramaz hiperaktif bir çocuktur o…

Sabrı yoktur, beklemeye, dinlemeye…

Sadece başlatmayı ve savaşmayı bilir.

Ve gün gelir,  zodyak’ın  habercisi

hızlı, yerinde duramayan ,konuşkan Merkür ile buluşur.

Beraber özgürce, koşarlar, kelimelerin ardında ,

Hiç düşünmeden arsızca ,  fütursuzca

Zeka pırıltıları en uzaklardan göz kırpar,

Öğrenmek , ışık hızında bilgi toplamak ve başlatmak için,

yeni bilgilere ve yeni fikirlere doğru...


5 Nisan 2014 Cumartesi

DOLUNAY’DA RİTÜEL ZAMANI



 
Ajda Türker @astro3gen  
 

 

Ve.... Dolunay zamanı …. 15 Nisanda tutulmayla  birlikte gerçekleşecek olan   dolunayın etkilerini her ay döngülerinde olduğu gibi  ,üç gün öncesi ve sonrasında  yoğun   bir biçimde yaşarız. Bu dönemler   yeni ayda  attığımız tohumların, olgunlaşan meyvelerini  toplama zamanlarıdır. Hasat dönemidir,   kısaca    “ne ekersen,  onu biçersin”  dönemine gelmişizdir.  Bu sebeple "yeni ay"  yazımda  bahsettiğim gibi      “ zihnimize doğru tohumlar ekelim ,  niyetlerimize doğru odaklanalım”   vurgusu oldukça önemlidir.

Dolunayların oldukça yüksek ve yoğun enerjisi vardır. Doğadaki tüm canlılar bu etki altındadır. Sular kabarır, hayvanlar huzursuzdur, insanlar sinirli , gergin agresif bir kişilik sergiler bu dönemlerde…
Eski çağlardan beri  dolunay  okült  ,mistik konular ve kişilerle de ilişkilendirilmiştir. Cadıların ayinleri, majik çalışmalar zamanıdır dolunay…..
Astrolojik açıdan bakacak olursak,  bu ay döngüsünde su grubu burçları ( yengeç, akrep ve balık)  daha yoğun etki altındadır. Özellikle vücudun ödem tutması ,sıvı dengesinin bozulması,  baş ağrılarında artış ,sinirlilik ,hassasiyet  söz konusudur.
Uykusuzluğun tavan yaptığı bu zamanlarda derim ki ;  bırakın  uykuyu ,  kendinizi bu enerjiyle bütünleştirin,  ay ışığına çıkın önümüz yaz , bahçelerde , deniz kenarlarında bulunacağımız bu zamanlarda kendinizi dolunayın ışığında yıkayın  ,dolunayın  enerjisini tüm bedeninizde ruhunuzda hissedin  ,sahilde iseniz şayet  dans edin dolunay ışıkları altında ,meditasyon yapın, çıplak ayakla toprağa basın , tütsüler yakın  bu yüksek enerjiyi  kendi lehinize çevirin..
Ve  en önemlisi  tüm bunları yaşayabildiğiniz, duyumsayabildiğiniz için de yaradana  şükredin...
 
 


 

1 Nisan 2014 Salı

MANDALA


 
Ajda Türker 01.04.2014
 
Mandala  Sanskiritçe de Manda ( enerji ) ve la ( kap) kelimelerinden oluşur. Mandala, Öz – Ruh ve Enerjiyi içinde barındıran bir kap olarak düşünülmelidir.
Hindistan kökenli dinlerde metafizik veya sembolik bakımdan meta veya mikro kozmosu gösteren şekillere verilen isimdir. Mandalanın mantığı şekilleri bir düzen çerçevesinde boyamaktır. Genelde daire ve kare formlarında olan mandalalar  her şeyin mistik merkezini sembolize ederler. Aynı zamanda  meditasyon aracı olarak ta kullanılmaktadır.
Kozmik diyagramı , bedenleri, zihinleri  içinde  ve ötesinde genişleyen bir dünyayı anlatır. Maddi ve maddi olmayan gerçekleri açıklayan mandala hayatın bütün yönlerinde görünür .Göksel  daire dediğimiz dünya , güneş ve ay'ın yanı sıra  kavramsal dediğimiz daireler  olan arkadaş ,aile  ve toplum da birer  mandaladır.
Mandala kendimizi, bilincimizi değiştirme   potansiyeline  sahip olduğumuzu bize anlatır.
Hinduizm'de Siva  ve Sakt'inin  kozmik dansını , Budizm ' de  Buda diyarını ve Buda'nın vizyonunu simgeleyen mandalalar bulunmaktadır.
Budizm' de mandalalar onu temaşa eden için evrendeki kutsallığın,  içkinliğin ve aynı kutsallığın kendisindeki potansiyel durumunu   hatırlatan önemli işaretlerdir.  Budist  bağlamda  mandalanın amacı insanın acısına  onu aydınlanmaya ulaştırarak son vermek ve hakikate ilişkin doğru görüşe ulaşmaktır.
Carl Jung  mandalayı '"Varlığın temel niteliğini temsil eden birleşik bir düzenin farklı elementlerinin sentezi " olarak ifade eder.