Ajda Türker @astro3gen
Klasik Astrolojide
kullanılmayan ,modern astrolojinin de yakıp yıkan, sarsan, dönüştüren ve ölümle bağdaştırılan gezegeni Pluton
1930'lu yıllarda keşfedilmiştir. Bu gezegenin keşfinden sonra 2. dünya
savaşı başlamış ve o zamana dek hiç kullanılmamış güçte olan atom bombası kullanılmış
ve toplu ölümlere, felaketlere sebep olmuştur. Böylelikle insanlık Plüton’un yıkıcı , yok edici ve dönüştürücü gücüyle tanışmıştır.
Modern astrolojide Mars’ın yanı sıra Pluton da akrep burcunun
yönetici gezegeni olarak temsil etmektedir Akrep ve Pluton bize ölümü ve
dönüşümü anlatır.
Yunan mitolojisinde oniki Olymposlunun üçüncüsü , Zeus'un erkek kardeşi
, ölülerin , yeraltının ve yeraltı zenginliklerinin tanrısı Hades'tir Pluton. Ölüler aleminin kralı, yeraltının yöneticisi ve
yeraltı zenginliklerinin de sahibidir.
Tarot kartlarında da büyük arkana’nın 14. kartı olan Ölüm
Kartında da başında siyah miğferi bulunan
Siyah elbiseler giymiş Hades’i ,beyaz
bir atın üzerinde görürüz. Canlarını almaması için, kendisine hediyeler sunanlara,
hediyeleri almak için elini uzattığını ve arka planda da henüz doğmakta olan
güneş figürünün resmedildiğini fark ederiz.
Hades, ölüm tanrısı, bir yaşam döngüsü içinde kalıcı ve nihai sonu
simgelemektedir. Onun karanlık kıyafeti bizim yeni döngüyü kucaklamamızdan
önceki yas ve üzüntü deneyimimizi , arkada doğmakta olan Güneş te acılı, sancılı
yeniden doğum ve dönüşüm sonrası yepyeni
taptaze başlangıçları sembolize etmektedir. Kart ölümün ve yaşamın bir döngü olduğunu müjdeler
adeta…
Astrolojide , Satürn’e
kadar olan gezegenler bizim kişisel gezegenlerimizdir. Hayatımızda olayların
daha çabuk gelişmesini sağlayan gezegenlerdir. Hayatımızdaki etkileri hızlı
olur . Satürn ötesi dediğimiz Jüpiter, Neptün,
Uranüs ve Plüton ağır hareket ettikleri için daha çok kitleleri ve jenerasyonları
etkiler. Pluton da jenerasyon ve aynı zamanda malefik ( kötücül) bir gezegen
olarak etkisini ağır ağır, gizli gizli ve derinlere inerek gösterir.
Tüm anlatımlardan ve kötücül özelliklerinden dolayı Pluton’u felaket
habercisi gibi görmememiz gerekir.. Evrende
bulunan dualite kavramını da göz önüne
alacak olursak, her bitiş bir başlangıç
,her ölüm yeniden doğuşun habercisidir
aslında ....
Dönüşmek , bir şeyleri
dönüştürmek çok kolay ve hızlı bir süreç
değildir. En basit şekilde , hepimizin
yaşadığı veya şahit olduğu doğum sürecini bir düşünün, ya da bir tırtılın
kelebeğe dönüşüm sürecini … işte tüm bunlar Pluton’un dönüştürücü
etkisini anlatır bizlere...
Hepimizin doğum haritalarındaki Pluton’un da bize anlatmaya
çalıştığı budur. Yaşamımızda neleri , hangi yönlerimizi dönüştürmemiz ve yeniden
yapılandırmamız gerektiğini gösterir bize.
Eğer biz burada insiyatif almaktan kaçıyor ya da onu görmezden
geliyorsak, Pluton’un yakıp , yıkan bizi dehlizlere iten karanlık
enerjisiyle karşı karşıya kalırız. Bizler bunu bazen ölümle , bazen hayatımızda kopuşlar ve bitişlerle yaşar
ve bunu bize verilmiş bir ceza ,bir haksızlık ,olarak
algılar ve bütün bu olumsuz duygulara kendimizi hapseder, bize vadedilen yaşam
evremizdeki dönüşümün farkına
varmaz ve bize bahşedilen değişimi, yenilikleri
ve güzellikleri kaçırırız.
HADES İN ASASI
Hades'in asası ayırır senin ruhunu bedeninden, özgürleştirir,
ayrıştırır ,parçalar bütünlüğünü,
bedenini toprakla bütünleşir … başlar dönüşümün,
ruhun yerin en
derinliğine iner, arar orada yaşamın gerçekliğini ,
hapseder Hades ruhunu , en dip en karanlık noktasına
krallığının,
kıvrandırır, acı çektirir, yalvartır seni,
ta ki dönüşümünü tamamlayıncaya kadar.
Arındırır , güçlendirir seni .
Ve salıverir ruhunu yeni başlangıçlara doğru...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder